17 Nisan 2014 Perşembe

Ozluyorum. En derinden. Yani anlatabilecegim bir duygu degilmis gibi. Siradanlasiyor her sey. Herkes. Tipki benim gibi. Bizim gibi.Komik degil mi ? Gul bunada sen hep gul cunku ben senin gulusunu severim. Hep o masum gulusunu severim. Kisa surede boyle olduysam dusunemiyorum seninle aylarimi,yillarimi gecirdigimi. Herhalde kafayi yerdim. Sen nerden ciktin karsima be adam diyede sovemiyorum ki sana. Ben ellerimle bulup o kalbimin kosesine koydum seni. Kizamiyorum da. Haklisin. Ama oyle koyuyor ki. Anlatamiyorum. Aglayamiyorum. Aksine guluyorum. Cunku sen benim gulusumu severdin. Aksine konusamiyorum aksine yazamiyorum. Senin bende sevdigin ne varsa ben onlari yapiyorum her defasinda. Ve her gecen saniye bir kez daha hatirliyorum. Icime sert bir hava soguk bir nefes giriyor. Cigerlerimi yakiyor. Bende sigarami yakiyorum. Belki gecer diyorum. Gecmiyor. Yapamiyorum. Neden boyle oldum bilemiyorum. Ve arkama bakip gecmisime kufrediyorum. Sovuyorum gecmisteki tum hatalarima seni bana kaybettirdikleri icin. Kendime her gecen saniye kinleniyorum. Ve gecmise kustukce temiz sayfalarimi aciyorum. Ama o temiz sayfalarim seni yokedemiyor merak etme. Sen benim simdim olarak ilerliyorsun yola. Baska tenlerde,omuzlarda. Olsun diyorum. Bunada sukur diyorum. Cunku biliyorum ki onlarda benim gibi degil. Bizim gibi saf masum olamazsin onlarla. Belkide ic rahatlatmasi bunlar hatta daha dogrusu kalp rahatlatmasi diyelim. Ama boyle iyiyim ben aşkım. Bana bakisin,sarilisin,basimdan opusun ve gozlerime bakip saniyelerce oyle kalmani dusunuyorum ve bu beni o anlara goturup iyi yapiyor. Biliyorum ben belki sana gore degildim ama benim askim senin layigindi sevdigim. Ve ben bu sevgiyi en derinlerde masumca tutucam. Sana askimi helal ediyorum. Icin rahat olsun sevgilim.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Bugün günlerden özlem. Bugün her şey anlamını yitirir aslında ve geçmişe doğru kayıp gider tüm yaşananlar. Şimdi bakıyorum da o sıcak tebessümün bile yokken yanımda ben nasıl devam edebilirim hayatıma. Sensiz olur ama seninle bir başka olurdu sevgili. Senin bakışlarınla,konuşmanla ve elimden tutuşunda hayat şekillenirdi aslında.. Ve şimdi yok. O adam yok maalesef ki. Her sabah bir mutlulukla uyandığım,heyecandan kahvaltı bile yapamadığım, sesini duyduğumda sanki ilk defa duymuş gibi duyduğum o heyecan,yanında zaman kavramını yoksaydığım ve onu her adamla bir tutmadığım,babama benzetecek kadar sevdiğim adam yok. Sadece geriye kalan şey özlem işte. O yüzden günün anlam ve önemine özlem koyuyorum..
Bakma aslında tek gün değil bana aslında her gün özlem. Sen beni hatırlayamaz iken ben minik bir çocuğun tebessümünde bile seni görüyor,tek bir seste bile seni duyuyorum.. Kolay sanıyorsan bunu sanma. Çünkü bu özlem insanı delirtecek kadar kuvvetli olabiliyor zaman zaman. Yolda yürürken bile her adam sen,her koku senin kokun oluyor benim için. Tek bir gülüş bile sen oluyor. Bazen de o sevgilileri görüyorum el ele tutuşan. Sen onlara "ne tatlı çift derken bile" ben onlarda bizim geçmişimizi görüyorum. Sonra küçük bir çocuk geçiyor yanımdan annesiyle babasından pamuk şeker istiyor. O zaman da işte ben hayallerimizi görüyorum orada. Düşünmeden ilerlerken karşıma bir ev çıkıyor. Bahçeli,minik,sevimli.. İçeriden piyano ve çocuk sesi geliyor. O zaman ise imkansızlığı görüyorum. Hayallerimizin zamanla imkansızlaştığını görüyorum.Şimdi bir kez daha düşün. Sen hiç birisini böylesine özledin mi ? ya da böylesine sevdin mi ?

4 Ekim 2012 Perşembe

Hayat güzel. Herşey tamam. Ama hep bir eksik kalbimde. Geçmişe dönüp baktığımda o kadar acı o kadar hayal kırıklığı.. Kalbim acıya alışmış şimdi ise mutluluk batar oldu hayatımda. Her insanın istediği bir hayat ellerimde ama hep bir eksik. Hep bir geçmiş var gelecek zamanlarımda. Hep bir dönme isteği geçmiş zamanlara. Hep bir düzeltme isteği. Vicdan azabı değil bu sadece bir istek... Şimdi ben yine acıyı tatmaya başlarsam yine biliyorum tanrım sana haykıracağım. Neden mutlu olamıyorum ? diye. Halbuki sen bana en büyük mutluluğu veriyorsun. Ama bende her insan gibi bencilce davranıyorum. Sonuçta hepimiz çiğ süt emmiş yaratıklarız. Doyumsuzuz. Hayatlarımızı tamamlayamıyoruz. Hep bir istek,bir arzu. Şimdi tanrım sorarım sana..Ben acıyı neden tadamıyorum ? Neden bu hissizlik. Neden uykusuz geceler. Neden geçmiş. Neden ?  (Bu yazımıda eksik bırakıyorum,tıpkı hayatım gibi. Tıpkı yasadıklarım ve yasayacaklarım gibi)

12 Eylül 2012 Çarşamba

Bırak sensizliğin gitsin benden. Unutsun tüm bedenim bunun acısını.  Öyle bir unutsun ki yıllar geçse bile hatırlayamasın bunları. Bu haykırışları,üzüntüleri,beklentileri. Ne kadar uzun bir süre. Ne kadar imkansız aslında bunların hepsi değil mi ? Koskoca bir hayatın yarısını çöpe atmak gibi aslında. Şimdi tek dileğim sensin aslında tanrıdan. Ama sende gelmiyorsan ne yapabilirim ki sensizliği çekmekten başka. Keşkeler o kadar çok ki hayatta. Hiç keşken olmasın diyen benim hayatımın en büyük keşkesi oldun sen. Keşke diyorum sana daha fazla sarılsaymışım daha fazla elini tutup öpseymişim seni. Ya da daha fazla delirtseymişim,kızdırıp kıskandırsaymışım seni. Daha fazla gülüşünü izleyip içimi ısıtsaymışım ki şimdi yüreğim buz tutmasaymış. O kadar özlediğim şey var ki sende. Ve biliyorum ki ne sen ne de ben bizi başkalarında yaşayabileceğiz. Başka bir sürü hoşlantı,sevgi olacak hayatımızda. Kim bilir onlara tutunacağız birbirimize bakmamak için. Ama biz bir daha olmayacağız . Belki ben hep seni yaşatacağım başka bedenlerde. Belki hep seninle konuşacağım başka dillerde. Ama hep bir yanım eksik olacak. Çünkü senin o kokunu,gülüşünü,bakışını hiç bir yerde bulamayacağım. Senin için 2 günlük insanlara güveneceğim ve kazık yiyeceğim belkide. Ama senden vazgeçmek pahasına sana yapamadıklarımı yapıcam aslında ben başkalarına. Çünkü içimde hep kalan bir yara. İçimde hep kalan bir sen olacak..

9 Eylül 2012 Pazar

Arkama dönüp baktığımda gördüğüm şey koskoca bir hayal kırıklığı. Anıları olmayan bir ilişkinin hayalleriyle yetinmek bile koyuyor aslında insana. Ve şimdi o hayallerde birer çöp oluyorlarsa eğer bil ki bu senin eserindir sevgili. Sana hata yapmayan ben,sen koşulsuzca sevebilen ben.. Sanırım bazı şeylere çok çabuk alışmamak lazımmış.. Alışmak daha betermiş sevmekten,güvenmekten. Ve zaman geçtikçe dinermiş acısıda. Şimdi ne bir başkasını isterim ne de bir aşkı yaşamayı dilerim tanrıdan.. 
Bazı ilişkiler çok güzel gidermiş. Bazıları ise hiç yaşanmadan bitermiş. Bazı aşklar karşılıklı ise bazıları karşılıksız kalırmış. Bazı gözyaşları sevinçten bazıları üzüntüden olurmuş. Bazı günler her birinden daha zor geçer ve bazı geceler diğerinden hep daha karanlık olurmuş. 
Mutsuz bir hikayenin sonuna daha hoşgeldik. Hoşçakal  sevgili

24 Ağustos 2012 Cuma

Sonsuzluk bizim hikayemize koyulmuş bir isimdi hani ?

Sen benden gittin ya. Sadece sen gitmedin aslında. Hayallerimiz,anılarımızı götürdün beraberinde. şimdi sığındığım minik bir ayı var yanımda. her gece beraber uyuyup onları düşündüğüm minik bir ayı.. Gözlerimden akan yaşları artık silen ellerin değil yorganım olmuştu. ve ağladığımda omzunda bulduğum huzuru başka kollarda arar olmuştum artık. şimdi sana gitmek yakışır mı sevgili ? beni tamamlayan sen, şimdi nasılda gitmiş olursun. bu hiç adaletli bir hayat değil. seni o kadar özlerken gitmen.. bu mutlu sonlu filmlere yakışmayacak bir son. aslında her hikayenin mutlu olması şart değil ama bizim hikayemize mutsuzluk olmamalı. ellerin,kokun,bakışın,gülüşün olmalı hikayemizde.onları betimleyerek anlatmalıyım ben her saniyeyi. Heyecanlanmalıyım yazıp yazıp okuduğumda. Tıp kı ilk günkü gibi.. o saf duyguları en temiz duyguları yaşamalıyım tekrardan sende.tekrar titremeli ellerim kalp ritimlerim değişmeli,gözlerim dolmalı. ellerini kokladıkça doymamalıyım kokusuna ve sana bakmaya doymamalıyım. gözlerim dolmalı mesela yok yere. aklımda şizofrenlikler kurmalı seni dişi sinekten bile kıskanmalıyım . kafayi yer hale gelmeliyim. ama yinede mutlu olmalıyım sende.. ve bunları tekrardan yaşamak bizim hikayemizde imkansız olmamalı. kavuşmalıyız mutlu sonumuza.. Sonsuzluk  anlamlanmalı bu hikayede.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Hoşça Kal Sevgili

Hoşçakal.. Bir hikayenin sonu ve başka bir hikayenin başlangıcı olan kelime. Yarım kalmış bir aşk ve yaralı bir kalp varken ortada mutlu olmak nasıl beklenir ki tanrıdan ? Şimdi geçmişe dönüp baktığımda ellerimde olmayan ellerin,yanımda olmayan bedenin. Ne yaslanabileceğim omzun nede tutabileceğim ellerin var artık. Özlem bizim aşkımızın anlamı olursa bizim ne yapmamız gerek birbirimiz için. Bakma öyle ben konuşur susarım. Ama sen hep bu halimi sevmezmiydin. Bir kar günü sana sarıldığım günü hatırlarsak eğer sana yaptığım şaklabanlıkları düşünürsek eminim ki yüzünde bir tebessüm oluşur. Çünkü ben biliyorum. Bizde bitmemiş bir şey var. Bizim sonumuz tek kelime olmamalıydı. Belki geçmiş hoşça kalabilir. Ama bizim aşkımıza bu veda yetmezdi. Sen bana hoşçakal derken ben sana hoşça kal demişim oysa